Yağlı Boya Resim Sanatının Tarihsel Gelişimi
Günümüzde amatör yada profesyonel bir sanatçı kendi boyalarını kendisi mi yapmalıdır? Çoğu öğretim görevlisinin buna cevabı “Hayır” dır. Ama yine de bazıları çok şükür ki pek azı ticari olarak üretilen boyaların kalitesinde kesin bir garanti olmadığını ve bunları kullananların çalışmalarını gelecekte bozulmuş olarak bulma riski olduğunu iddia eden, artık modası geçmiş bir fikirde ısrar edeceklerdir. Ama bu “uzman”ların sözlerini doğrulamak için ünlü ressamlara danıştığınızda günümüz sanatçılarının kendi boylarını yapmadıklarını, bunları kaliteli malzeme satan belirli mağazalardan aldıklarını görürsünüz. Ama yine de boya yapımı konusunu biraz bilmede yarar vardır.
Eski belgeler, kitaplar ve uzman Maurice Boussetvan, Eyck’ten Goya’ya – Leonardo, Tiziano, Raffaello, El Greco, Rubens, Rembrandt ve Velazques dahil en eski ustaların atölyelerinde sanatçının boyalarını hazırladığı bir oda olduğunu söyler. Bu “mutfak”ta yada laboratuardaki raflarda üzeri etiketlenmiş pigment yada boya tozları kavanozları dururdu. Bu etiketlerdeki isimlerin bazıları bugünün imalatçıları tarafından da kullanılmaktadır: Kurşun beyazı, Napoli sarısı, zümrüt yeşili, ultramarin mavisi. Onların yanında toprak kaplarda veya şişelerde bezir yağı, fıstık yağı, bal mumu ve reçine gibi adlarda bir dizi madde görülebilirdi.
Bu köşede yanan bir şömine bulunurdu. Rafların yanında üzerine bir taş yerleştirilmiş sağlam bir masa yer alırdı. Taşın yanında havanlar, tokmaklar, spatüller, fırçalar yer alırdı. Ressam bu masa üzerinde bugünün sanatçısının da yapabileceği temel yöntemleri uygulayarak boyaları yapardı.