Minimalist Sanat Nedir, Ne Demektir?
Minimalist sanat terimini ilk kez Alman düşünür Richard Wolheim, “içeriği en aza indirilmiş, sadeleştirilmiş sanat” anlamında 1961’de, Art Magazin adlı dergide yayımlanan makalesinde kullanmıştır.
1960’lı yıllarda son derece basitleşip yalınlaşan heykeli ifade eden minimalist sanat, ABD’de pop sanatın en görkemli günlerini yaşadığı dönemde sanat ortamını kitle kültürünün bir başka yüzüyle tanıştırmıştır. Minimalist çalışmalar, çoğu zaman birbirinin aynısı ögelerin bir arada kullanılmasıyla oluşturulmaktadır. Minimalist sanatçılar, birim ögelerin dizisel tekrarına dayalı simetrik bir düzenlemeyle sağlanan bütünlüğü önemsemişlerdir.
Minimalist sanatçılar, çalışmalarında üç boyutluluğu ifade ederken geleneksel heykel sanatının yöntem ve malzemelerini kullanmamışlardır. Tasarıma uygun olarak kullanılacak malzemeyi seçtikten sonra işi teknik elemanlara bırakan sanatçılar, çalışmayı direktiflerle yönlendirmiş; yapıt, endüstriyel yöntemlerle üretilmiştir. Sonuç olarak minimalist sanatçıların yaratma sürecini büyük ölçüde tasarım ve kavramsallaştırma aşamasına kadar indirgediğini söylemek mümkündür.
Minimalist sanatçılardan Dan Flavin (1933- 1966), 1961’de ampullerden yararlanarak kompozisyonlar yapmaya başlamış, 1963’ten sonra floresan lambalarla minimalist kompozisyonlar oluşturmuştur. Sanatçı, hazır malzemeler kullanarak ışığın sanatsal öge olarak etkili olduğu düzenlemeler yapmıştır.
Flavin, 1964’te, “Tatlin Margo İçin Anıt” adlı yapıtını sergilediğinde sadece Tatlin’e değil, Kasimir Malevich’e de bir göndermede bulunmuştur. Flavin’in bu yapıtı floresan lambalardan oluşan bir düzenlemedir. Sanatçı, floresanlara herhangi bir müdahelede bulunmamış, yalnızca belli bir düzende bir araya getirmiştir. Yapıtın görünüşe bakılırsa herhangi bir şeyi temsil etmemekte ve bir şey anlatmamaktadır. Yalnızca vardır. Flavin’in bu çalışması, minimalistlerin “Sanat, ne görüyorsan odur; ötesi yoktur.” görüşünü doğrular niteliktedir. Minimalistlerin kullandığı gündelik, endüstriyel malzemenin tek örneği Flavin’in floresanları değildir. Tuğla, sunta, kontraplak, çelik, galvanizli demir, perdahlı bakır, alüminyum, fiberglas, cam elyafı gibi malzemeler; endüstriyel yöntemler ve teknolojiden de yararlanılarak minimalist sanatta kullanılmaktadır.
Minimalistler, biçimsel benzerlikler taşıma ve hazır malzeme kullanma ilgilerine karşılık sanatı işlevsel tasarıma yönelik bir deney olarak görmemeleri yönünden yapıcılık akımı sanatçılarından ayrılmaktadır. Hazır nesneyi Marcel Duchamp gibi sanat karşıtı bir anlatımla kullanmadıkları için aralarında belirgin fark vardır.
Minimalist sanatçılardan Richard Serra, mekânı yeniden tanımlamak, insanın fiziksel varlığını duyumsatmak üzere büyük metal levhalar kullanmıştır. Donald Judd, yinelenen geometrik birimlerin alandaki bütünsel algısına odaklanmıştır. Sol LeWitt, sanatını biçimsel sadeliğe indirgemiş ve zihinsel tasarım sürecine geometri olgusunu da katarak mekânı algılanabilir kılmıştır.
Minimalist sanatta Donald Judd, Carl Andre, Sol LeWitt, Richard Serra, Frank Stella ve Robert Morris, sanatsal eylemlerinde bireysel hareket etmiştir. Söz konusu sanatçılardan bazıları, üç boyutlu nesnelerin kurgusuyla ilgilenmemiş, alışılagelmiş anlatım biçimleri dışında bir sanatsal anlatımı amaçlamıştır.
Minimalist sanatçılar, 1960’lı yıllarda yerleştirme gibi sanatsal etkinliklerin şekillenmesinde de rol oynamıştır. Onların özgün yaklaşımlarıyla yoğun bir çeşitlilik içeren akım, 1970’li yıllara değin özellikle ABD’de pek çok sanatçının paylaştığı bir eğilim olmuştur.
Kaynak: Çağdaş Dünya Sanatı, MEB, 2012.