Kübizm Nedir, Ne Demektir?
Kübistler, erken Rönesans sanatçısı Giotto’dan bu yana kabul edilen tek bakış noktasını kırmış, resim sanatında hacmi, objeyi çeşitli açılardan göstererek elde etmişlerdir. Kübistler, hacmi önce düşüncelerinde farklı geometrik parçalara bölmüş ve bunları paralel planda yan yana ve üst üste yerleştirerek yeniden kurmuştur. Kübizm, yapısal bir sanat anlayışıdır. Kübistler için biçim, konudan daha önemlidir, nesnelerin ayrıntılardan arındırılmış görünüşünü ve değişmeyen yapısını vermeyi amaçlamışlardır.
Cezanne, gerektiğinde bir objeyi resmine yerleştirmek için onu saatlerce incelemiştir. Picasso ve Braque’ın resimlerinde konuyla ilgili buna benzer bir kaygı yoktur, onlar için önemli olan resmin dilidir.
Picasso ve Braque, resmettikleri her nesnenin kendine özgü kaçış noktasını kullanmışlardır.
Picasso ve Braque’ın 1909 ile 1911 yıllarında yaptığı resimlerde betimlemeye karşı soyutlama sorunu ilk kez ortaya çıkmıştır. Buna dayalı olarak kübizmde 1909’da “analitik (çözümsel)”, 1912’de ise “sentetik (bireşimsel)” dönem yaşanmıştır.
Analitik kübizm döneminde yapılan resimlerin konuları genellikle iç mekân, objeler ve figürlerdir. Bu eserlerde çoğunlukla cansız doğa, eşya ve insan resimlerine yer verilmiştir. Analitik kübizm, klasik anlayıştaki görüntü kaygısıyla alışılmış mekân kurgusunun yerine yeni bir biçimsel dil koyma isteğinden doğmuştur ve doğa resminin tamamen reddi anlamına gelmektedir. Objeyi tek bakış noktasından resimlemek, kübistler için yeterli değildir. Bu nedenle doğa biçimlerini resim yüzeyinin düzeni için çeşitli parçalara ayırmışlardır. Eşyanın çevresinde dolaşarak nesneleri akla gelen formlarla birleştirip resmetmişlerdir.
kübizm” döneminde resimler, doğadan değil sanatın kendisinden veya yapay nesnelerden kaynaklanan ögelerden oluşmuştur. Resim sanatının geleneksel sözlük anlamı, “Bir yüzeyi boyama sanatı.”dır. Sentetik kübizm çalışmaları içinde kâğıt yapıştırmaları, kolajlar ve birbiri üzerine düzenlenmiş planlar yer almıştır. Afişler, gazete, kumaş, metal hatta ayna parçaları resim yüzeyine girerek onu zenginleştirmiştir. Bu malzemeler, sentetik kübizmde gerçek materyallerle soyut formlar arasında gerginlik yaratmak amacıyla kullanılmıştır.
Resim sanatı, sentetik kübizmle o güne kadar olmadığı kadar özgürlüğe kavuşmuştur. “Doğa vardır ama benim tuvalimde.” diyen Picasso, resmin tamamen doğadan ayrı bir organizma olduğunu kesin olarak belirtmiştir.
Kübizmin sanat tarihini çok etkilemesinin nedeni, resme birtakım özgürlükler getirmesidir. Kübistler, gerçekliği belli bir ölçüde, dolaysız yansıtma işini bir kenara bırakıp dünyayı yepyeni açılardan yansıtmak için yeni anlatım yolları bulmuştur.
Kaynak: Çağdaş Dünya Sanatı, MEB, 2012.